5 Eylül 2013 Perşembe

Farklı bir başlık altında yazı yazmaya karar verdim.Bu sefer ne aşk acısı olsun ne de sitem dolu bir yazı.
Hayatımın güzelliklerinden bahsedelim herkesin hayatında 1 defada olsa yaşaması gereken şeylerden.
Zor bir konu seçtim nasıl toplarım bilemiyorum ama bir şeyler yazmaya çalışacağım.Belki güzel şeyler çıkar belki saçma.
Sahi ya benim yazılarımı kaç insan okuyor ki bir amaçla yazı yazmıyorum içimden bir şeyler geliyor hop buraya gelip yazıyorum.
    Her neyse uzatmayalım. İlayda kadar güzel yazmıyorum belki ama olsun illa okuyan var.
Öyle bir hayat içindeyiz ki aslında hepimiz farklı şeyler yapmak istiyoruz.Ne biliyim ben mesela lunaparka gidip deliler gibi eğlenmek istiyorum çocukluğuma dönmek istiyorum. 
Başka birisi konsere gitmek derdin de konserler çok eğlencelidir aslında ama ortamı iğrenç hale getiren insanlar olmasa. Mesela ankara konsere gidenlerin çoğu ortam için gidiyor ya da sürekli kız arama derdinde olan yavşak erkekler .Onların arasında olup nasıl eğlenebilir ki. O yüzden pek sevmem konserleri ama geçen sene gittiğim konserler oldu çok eğlendim böyle tipler yoktu çünkü hatta en çok hayal kahvesindeki Bülent Ortaçgil konseriydi hayatımın en güzel günüydü adamın sesine hayran kalmıştım herkes hayranlıkla onu dinleyip şarkılara katılıyordu bir de Ferhat Göçer konseriydi ondada aynı şeyler oldu hatta sevgilisiyle beraber şarkı söylediler ayy ne de tatlılardı.
Diğer gittiğim konserler ise fiyasko ne murat boz konserinde mutlu oldum ne de gittiğim festival konserlerinde...
Bide yaptığım yemekler var çok küçük yaşta denedim 4.sınıfta falandım arkadaşımla oturduk bir güzel kek yaptık tatını hatırlıyorum da pek de kötü değildi.7 yılda çok fazla yemek yaptım tatlılar pastalar herkeste severek yediler.Yemek yaptıkça rahatlıyor içimdeki nefretten uzaklaşıyor gibiydim nefretle yapsam zaten yemekleri kimse yemez.Ben inanırım aslında sevgini katarsan yemeğe çok güzel olur.
İçimde bitmeyen bir nefret var hem hayata karşı hem insanlara.Ama onlara rağmen çok mutluyum nefretin beni alıp götürmesine izin vermiyorum.
Konudan konuya atlıyorum ama bir çok şeyden bahsetmek istiyorum.Şimdi de kitaplardan.
Oldukça geniş kütüphanem var tüm kitaplarımı severek okudum.Kitaplar benim hayatımın her yerinde ve özellikle kişisel gelişim kitapları çoğu sevmez ve anlamaz ama bir başlasalar bırakamazlar.
''Tutarlı bir insan,kadere inanır;kaprisli bir insan,şansa inanır.''
İşte bu sözden sonra hayata farklı baktım okuduklarımdan anlam çıkardım.Az çok bir şeyler öğrendim.
Ben böyle mutluyum işte çocukluğumla, okuduğum kitaplarla,yaptığım yemeklerle ve en önemlisi çizdiğim resimlerle .

Size karaladığım resimleri ve hedeflerimi sonra yazacağım .
Keyifli günler...

28 Mart 2013 Perşembe


Bir yazı yazmam gerekiyor haliyle, burada bir adımız varsa boş kalmasın altı. 
Her neyse, aldım bilgisayarı elime içimdekileri dökeceğim, bir heyecan bir heyecan… Var ama aklımda bir şeyler, konuşmak istediklerim var, anlatmak istediklerim var, parmaklarıma gelmediler o ayrı. Dedim başlayacaksın bir şekilde, madem kullanabiliyorsun bu klavyeyi, tam olarak olmasa da yazıyorsun 10 parmak…
Üzerimde acayip bir hâl var, çok acayip cidden. Mutlu muyum? Açıkçası hiç olmadığım kadar mutlu hissediyorum. Oysa konuşmak istediklerim var, saklamak istemediklerim var, canımın sıkılması gerekiyor bu durumda.. Yaş da 17 oldu. 96lıların hepsi çocuktur. Bak ergen demiyorum, çocuk onlar çocuk! Ama “tüm genellemeler tehlikelidir, hatta bu genelleme bile.” Dil anlatım kitabımda yazıyordu da kime ait olduğunu hatırlamıyorum. 
Tanımadığım insanlarla muhabbet etmekten nefret ediyorum, ama en çok tanımadıklarımla muhabbet ediyorum.
Yanımda olmasını istediğim kimse yanımda değil lan. Bildiğin yalnızları oynuyorum. Bir şekilde zevk almasını biliyorum ama en ufak bir boşlukta yokluklarını hissediyorum.
Bu arada kesinlikle parayla saadet olur abi bundan eminim. Aslında bundan da emin değilim.
Ben en çok sevgilim deyişini özledim sanırım, galiba.
Her yeni bir gün de burcumun yeni yeni özelliklerini öğreniyorum, aslında pek inandığım söylenemez, ama davranışlarımda ona sığındığımı söyleyebilirim, çok hoş bir durum. 
Sanırım burayı bildiğin günlük yaptım. Selam günlük, bay bay günlük.  
Ha bu arada ben günlük tutmaktan da nefret ediyorum sanırım.