Böyle başladı işte gençlik yıllarımın ilk aşk hikayesi.

- Dede, aşk nasıl oluyor?
- Valla, onu kimseler bilmiyor Denizcim. Ama bazı işaretleri var tabi. Mesela kalbin çok hızlı çarpar. Hep ama hep onu görmek, onunla beraber olmak istersin. Dünyada senin için bir tek o vardır. Gerisi umurunda değil. Kader mi kısmet mi rastlantı mıdır bilinmez ama gönül gidip bir kişiyi seçer. Bazen ilk görüşte bilirsin, o insan senin kaderindir. Bazen bir ömür ararsın, bulunmaz.

Böyle başladı işte gençlik yıllarımın ilk aşk hikayesi.
Aylarca onu gördüm rüyamda hep birlikteydik,her sabah uyandığımda rüyamı düşünürdüm.Kimdi bu çocuk neden benim rüyalarıma geliyordu ve en önemlisi bu rüyaların bir anlamı var mıydı ?
Birinci gün çok mutlu uyandım ismini bile bilmediğim birisiyle çok mutlu bir beraberliğimiz vardı bu 1 ay devam etti.Artık her yerde onu aramaya başladım geçtiğim her sokakta onu bir kez bile olsa görmek için dualarda ederdim.3 ayda 4 şehire gittim her şehir gezimde onu bulurum diye umut ettim. 
 Öyle bir anda çık ki karşıma her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi, az kalsın ölüyormuşum gibi hissedeyim seni.
3 Ay rüyalarımda gördüm onu.Sonunda rüyalarıma gelmekten vazgeçti.Bende artık aklımdan o hayali çıkarmaya karar verdim.
Sevmekten korkuyordum sevmelerim hep yarım kaldı...Ve bir hayali sevmek ve onu beklemek hiç akılıca bir şey değildi.
28 ağustos tarihinde büyük bir heyecanla evden çıktım yeni hayatımın ilk günüydü.İyi şeylerin beni beklediğine inanıyordum.Ve evden çıktıktan sonra rüyalarımdaki prense kavuştum.Onun bu kadar yakınımda olacağını tahmin edememiştim.Gördüğümde inanamadım delirdiğimi falan düşündüm.Rüyamda gördüğüm sahne gerçekti.Ve o karşımdaydı.Adı neydi neden buradaydı bilmiyorum.Günlerce haftalarca onu izledim.Bıraksalar saatlerce gözlerinin içine bakabilirdim.Muhtemelen onun hiçbir şeyden haberi yoktu.Dikkatini de çekmiyordum,konuştuğu başka kızlar vardı görmezden geliyordu.Ama ben ısrarla hep gülerek karşısına çıktım.
Rüyalarımdan bir anlam çıkarmalıydım ve düşündüm.
Yaşadıklarımı kimseye anlatmadım daha sonra arkadaşım gel falına bakıyım dedi sonra başladı anlatmaya.B harfi var dedi ve U harfi  dedi gözlerimle görmesem inanmazdım da.Falıma bakmaya devam etti.
Fala inanma falsız da kalma demişler benimki de o misal.
Ertesi gün tarot falı baktırdığımda anladım bir adım atmalıyım.
Ben fala çok inan birisi değilim.Eğlencesine çok severim.Ama 6 saat öncesine kadardı.
Bir teyzenin baktığı tarot kartlarından hepsimi gerçek çıkar attığım adığım gireceğim ona karşı gösterdiğim davranışlar.Beklenti içindesin dedi.Yalan diyemedim saatlerce dinledim o anlatı ben dinledim bu senin hayatın dedi.Bir dahada geçmişine bakma dedi ve gitti.
Şimdi ne yapmalıyım ?
Adımı bile bilmeyen birine bakar mısın ?Benim için doğru kişi sensin çok mutlu olacağız mı diyeceğim?
Saçmalık.
Ben adımımı attım bana gelirse mutlu bir aşk bizi bekliyor demektir.
Ama görmezse beni elveda rüyalarımdaki prenses.

Merhaba acı hayat.

GİZLİ KALMIŞ HİKAYELER

1992 yılının Mart ayında dünyaya gelmişti.Öylesiyle güzeldi bir bebekti ki.Bir evin ilk çocuğuydu.Herkes heycanla onun dünyaya gelmesini bekliyordu.Mutlu bir bekleyişle dünyaya geldi.Klasik doğum hikayesiydi onun hikayesi de erkek beklenen bebek dünyalar güzeli bir kız çocuğu olarak dünyaya geldi.Kimler sevindi bu haber pek bilinmez.Ama sevgili annesi sırf erkek çocuk sahibi olmak 6 kez düşük 2 kezde doğum yaptı ve en son çocuğu oğlan oldu.

Ne garip demi hala devam eden bir erkek çocuk sorunu var.Erkek adamın erkek çocuğu olur PALAVRA.

Erkek adamın sağlıklı çocuğu olur.

Neyse gel gelelim bizim küçük kız çocuğunun hikayesine.Kız çocuğu sadece dayısının prensesiydi onu olduğu gibi sevip seven bir tek oydu.

Küçük yaşta başladı maddi sıkıntı çekmeye sobalı evde kalırlardı kışın ortasında kömürleri biter o soğukta hiçbir yere gidemez kimselerde yardım isteyemezdi.

Çok iyi hatırlıyorum ilk okuldayım bir gün haber geldi gene kömürleri bitmiş çocuklar hastalanmış dışarıda neredeyse 1 metre kar.Annem hemen kalktı gece yarısı zar zor kömür bulup götürdü bir miktar para verip geldi.

Küçük kızın babası sarhoşun tekiydi karısı aldattığı zamanlar oldu.Ama kadın ne yapsın 2000'li yıllar bir mesleği yok ayrılsa ne yapacak çaresiz bekledi.

En son ağabeyinin kulağına gitti ve bir güzel dövdürdü.Sanrım bizim sarhoş akıllandı o gün bugün aldatma haberi gelmedi.Gerçi ben gelen haberden önce görmüştüm de kimseye derdimi anlatamamıştım.

Orta okula oldukça başarılıydı küçük kız çocuğu hayalleri vardı.Asla bir erkeğe muhtaç olmayacaktı.Okuyup anası da kardeşlerinde kurtaracaktı...

Büyüdükçe zorlaştı hayatı çıkmazlara girdi.Ağladı ağlattı.Hep keşke erkek çocuğu olsaydım daha çok severlerdi dedi lanet etti.

Liseye geçti güzeller güzeli genç kız oldu.Kömür karası gözleri vardı,sim siyah saçları bembeyaz bir teni.Büyüdükçe güzelleşiyordu...

Ve oda her genç kız gibi hep arkadaş kurbanı oldu.Onların sözleriyle hareket etti hep ve hayatı değişmeye başlamıştı.Annesi hayata olan kızgınlığını hep ondan çıkardı.Her gün hayatına lanet ederek büyüdü.

Mutluluk doluydu oysaki her zaman her şeye gülerdi.Kimseye yaşadıklarını anlatmaz içine atardı.

Bana da çok iyi abla olurdu.

Lisedeyken bir çok sevgilisi oldu kimi sevdi kiminle mutluydu bilmiyorum.Tek bildiğim babası sayesinde erkeklerden nefret ettiği.

Anacığı eğitimi için hiçbir şey yapamadı yokluktan belki de.Ne dershaneye gitti ne de özel ders alabildi.

Kendi çabalamaya çalıştı.Artık herkes okumaz dedi.Evlendirin gitsin baya savaştı 3 sene sınavlara girdi.Kazandı ama okuyacak parası yoktu.Pes etti 19'una girmeden çalışmaya başladı.Yaşı büyüdükçe güzelleşti.Görenleri kıskandıracak bir güzelliği vardı artık.Para kazanıp aileme yardım edeyim dedi.

3 yılı dolmadan oda yardım kaldı.

Hep yarıda kalan mutlulukları vardı.

Sağdan soldan hep onunla evlenmek isteyenler çıktı.Sevdiği vardı belki bilemiyoruz.Her gün kapılarını başka bir yabancı çaldı. Allah'ın emriyle diye başlayan cümleler hep yardım kaldı.

Artık hayatı daha çok zorlaşmıştı üzerinde iğrenç bir aile baskısı işin içinden çıkamıyor.Gelen kimseyle evlenmek istemiyor.Daha yaşı 22 olmadan evlenmesini bekleyen ailesine karşı çıktı.

Ta ki gücü bitene kadar.Eve gelen görücü sayısı çoğalmaya başladı çalan kapılar artık açılmıyor.Annesi senden yüz bulup geliyorlar diyor.

Anası kestirmiş gözüne birisini ona  verecek.Hayır dedi yalvardı yakardı nafile oğlanın az parası olduğunu öğrendi ya annesi evlendirecek.

Beddualarla başladı anası ya evlenecek diyor başka bir şey demiyor.

Annemin söylediğine göre büyük beddualar var.Eğer başkasıyla evlenir de çocuğun olursa sakat doğsun,bu evden çıktığın gibi arabaların altında kal.Böyle devam etti.

En son muska bile yaptırmışlar.Baya büyücüye falan gitmişler kızı evlendirmek için.

Oysa onun ne güzel planları vardı daha genç bir kızdı.

En son taktı yüzüğünü parmağına tamam dedi bekledi.

2 ay önce evlendirdik benim prensesimi.Gerçekten de benim için prensesti o.

Davulu zurnalı güzel bir düğünümüz oldu ama herkesin içinde burukluk vardı.Yakıştıramadık evliliği ona.

Evliği güzel gidiyor aslında.Annesi karışmadığı taktirde.Kızını kıskanmaya başladı.

Hemde ne kıskançlık her gün bana gelsin diyor,bir tek bana ana desin.Oğlanın ailesiyle iyi olmasın.Kızın hayatını tekrar bozmaya çalışıyor.

Neyse sanırım benim küçük şimdi hamile.Bir bebek gelecek işte o zaman ne olacak bilemiyorum.

Tek bildiğim var.Şimdi gerçekten mutlu ona sahip çıkan küçük bir ailesi var.

Dinlemeyi unutmayı;

Geçenlerde bir sayfada bulduğum ve çok beğendiğim bir yazıyı sizlerle paylaşacağım umarım beğenirsiniz iyi okurlar.
Güçlü kadın hikayesi hep yalandı.
Hiçbir kız çocuğu güçlü kadın olmak için doğmaz.
Hepsi masum hayaller kuran, şımarık birer prensese benzerler.
Kaderdir onları cadı, fettan ya da güçlü kadın yapan.
Tutulmamış sözler, yarım kalmış kaderler, yaşanmamış mutluluklar, ölümler, ayrılıklar güç verirmiş insana.
Kurulan hayaller iskambil kağıtlarından kule gibi yıkıldığında, ezilmemek için enkazın altında, güç veriyor ALLAH insana.
Annem güçlü bir kadındı. Ben o güce hayrandım.
Hiç öyle olamam zannediyordum, ama maalesef oldum.
Bir gün bir kızım olursa güçlü kadın değil, mutlu kadın olmasını dilerim.